15 Ekim 2016 Cumartesi

ALİ TEOMAN - İNSANSIZ KONAĞIN İKONU


Kitap Adı: İnsansız Konağın İkonu
Yazarı: Ali Teoman
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Goodreads Puanı: 3,67

Arka Kapak:

  Ali Teoman'ın ikinci kitabı İnsansız Konağın İkonu 1992 Milliyet Öykü Ödülünü almış ve 1993'te  yayımlanmıştı. Kitap 23 yıl sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından okurlarıyla buluşuyor.

  Köhne mekânlar, yanık saraylar, metruk binalar, başka ülkelere göçenlerin geride bıraktığı antikalar,  parçalanmış hayatlar, öyküden öyküye dolaşan kederli kediler, Ali Teoman'ın bin bir suratlı kişilerle  dolu evreninde büyüleyici bir masalın kahramanlarına dönüşüyor.


 Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı ile başlayıp Gecenin Atları romanıyla sona eren Ali Teoman  kurmacasının bütün özelliklerini taşıyan İnsansız Konağın İkonu bugün özlemi duyulan eski  İstanbul'un kıyıya vurmuş insanlarını Türkçenin unutulmuş lezzetleriyle dile getiriyor.


  Hep birlikte, konağın içinde kediyi arıyoruz. Katya, Türkçe ve Rumca karışık sözlerle kedinin  ismini  çağırıyor. En sonunda, eskiden çamaşırlık olarak kullanılmış olması gereken penceresiz bir  odada,  yayvan bir taş yalağın içine kurulmuş otururken buluyorum Muazzez'i. Kedi, sahibesinin onu  kucağına alıp sıkıştırmasına, beyaz tüylerini kirlettiği için sitem ederek, birkaç kez yalancıktan  patilerine vurmasına razı oluyor. Sonra, yukarıya, çatı katındaki odasında çay içmeye davet ediyor  bizi Katya.


Yorum:

 İnsansız Konağın İkonu 12 kısa hikayeden oluşan bir kitap. Hikayeleri tıpkı Melisa Kesmez gibi içten ve samimi. 

 İnsanlık hallerini, aşkı, sevgiyi, yalnızlık konuları işlenmiş bu 12 hikayelik kitabın ilk hikayesini okuduğunuzda dil size ağır ve ağdalı gelebilir. Fakat yalnızca ilk hikayenin bu şekilde olduğu kitabın devamında siz de fark edeceksiniz. Devamında gelen hikayeler gayet sade ve akıcı bir dille yazılmış.

 Kitabı beğendiğimi ve yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım gerçeğini atlamadan şunu belirtmeliyim ki; kitap bazı yerlerde beni sıktı. Bu tüm kitap boyunca devam etmese de bazı betimlemelerde boğulduğumu hissettim, ilerleyemedim. Fakat bazı hikayeler de aksine o kadar akıcıydı ki duyguları içimde hissettim., sanki bendim karakter.

 Bu çelişkiden kaynaklı olarak yazarla ilgili kesin bir yoruma varamıyorum. Başka kitaplarını da okuduktan sonra detaylı bir inceleme yazısıyla geri döneceğim. İyi okumalar dilerim.

Puan: 3,5/5

"Hangi rengi kullanırdım ama senin resmini yapmak için?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder